-
1 geçici
1) вре́менный, преходя́щий; мимолётныйgeçici başbakan — вре́менный премье́р-мини́стр
geçici bir hastalık — кратковре́менное заболева́ние; вре́менный неду́г
geçici bir tedbir — вре́менная ме́ра
geçici bir zaman için — на вре́мя, вре́менно
geçici hükümet — вре́менное прави́тельство
2) зара́зныйgeçici hastalıklar — зара́зные боле́зни
См. также в других словарях:
geçici — sf. 1) Çok sürmeyen Bunu evvela gençliğe mahsus geçici bir heves zannettim. P. Safa 2) Kısa ve belli bir süre için olan, muvakkat, palyatif, kalıcı karşıtı Eğer yazmaktan para ve ün gibi iki geçici kıymet ve zevk elde edemezsem acaba yazı yazar… … Çağatay Osmanlı Sözlük
KEFALET-İ MUVAKKATA — Geçici bir zaman için kefil olma … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MEKÂRE — Eskiden kira ile tutulan yük hayvanı. * Tar: Osmanlı ordusunda taşıma işlerinde kullanılan hayvanlara verilen ad. (Mekâre denilen at, katır, deve gibi hayvanlar, harp zamanlarında halktan satın alınırdı. Bazen geçici bir zaman için, savaş… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MUVAKKATEN — Az bir zaman için, şimdilik, geçici ve muvakkat olarak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
EBEDÎ — Sonsuza ve ebediyete âit. Ebediyete dâir ve müteallik.(Kur ân bize bu âlemin fâni, geçici olduğunu, herşeyin devamlı değiştiğini ve takdir edilen bir zaman sonunda sona erdiğini ve ereceğini belirtiyor. Madde âleminin bir başlangıcı ve sonu… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
kalıcı — sf. 1) Sürekli, geçici karşıtı 2) Her zaman geçerliğini sürdürecek olan 3) Bir süre için belli bir yerde kalan, konuk, gidici karşıtı Birleşik Sözler kalıcı makyaj kalıcı ruj … Çağatay Osmanlı Sözlük
madde — is., Ar. mādde 1) Duyularla algılanabilen nesne 2) Bir cismi oluşturan öge, öz Cam yapmak için silisli maddeler kullanılır. 3) Yasa, sözleşme, antlaşma vb. metinlerde, her biri başlı başına bir yargı getiren ve çoğu kez rakamla belirtilen bölüm… … Çağatay Osmanlı Sözlük